24 Temmuz 2011 Pazar

Herkes Gider Mi?

Hayal Kahvesi - 23 Aralık 2009
Bundan 3 ay önce falan.. Uzanmışım yatağıma, kucağımda laptop yıllık yazıyorum.. Hiç adetim olmamasına rağmen evde radyo açmışım bir yandan ama dinlemiyorum bile.. Fakat şarkının ilk satırlarıyla birlikte geçmişe daldım adeta.. Ne yazacağını o ana kadar bilememiş ben, o çaldıkça yazdım..


Her satırıyla kendi geçmişine götürüyor bu şarkı dinleyenini.. Söyleyenin acısını birlikte paylaşıp onunla düşünüyorsunuz adeta.. 

Az yürümedim Nispetiye sokaklarında defalarca, tek başıma.. Adım atmaya halim yokken sürüdüm ayaklarımı ilerleyebilmek için. Kimi zaman gecenin karanlığında bana eşlik eden sadece yağmur ve onun usulca kulağıma fısıldanan ninnisi oldu.. Kimse anlamadı, görmedi.. Beni de, kalbimi de, halimi de...

Sessiz bir gece, yorgun adımlarım
Hiç haberi yok gibi, ıslak kaldırımların
Kimse görmüyor mu? Kimse duymuyor mu?
Durup önünde kalbinin, kimse durdurmuyor mu?
 



Kaybolmuş hissedersin kendini, olacakları avcunun içi gibi bilmene rağmen.. Olursa cennete ulaşacağını sanırsın, ulaştığının cehennem olduğunu bilsende.. Kalbinde taşıdığın iyilik artık yok olmaya başlar, gözlerin donuklaşır.. Yağmur bile dostun olmaktan çıkmıştır artık, içine işleyip zarar vermeye başlamıştır sana.. Buruk bi gülümseme yerleşir yüzüne, "o"nun gibi dersin.. 


Elinde cennetin kayıp haritası
Kalbinde hazineler, yüzünde anahtarı
Kimse görmüyor, kimse bilmiyor
Ve sen hâlâ üşüyorsun..


Bazen susmak bilmeyen sorular yerleşir kafana.. Cevapsız.. Bazen de zihnindeki çift taraflı diyalogların tek konuşanı olarak bulursun kendini.. Onun yerine cevaplar vererek...


-Hâlâ yalnız mısın?
*Sadece özgür.
-Peki mutsuz?
*Sadece alışmış.
-Peki ya aşık?
*Sadece eksik... Peki ya sen? Hâlâ bekliyor musun?
-Beklemek, şimdi hiç duymayan birine, dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız. 

*Peki ya umut? 
-Umut, şimdi hiç görmeyen birine, gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.



Yalnız hissetmediniz mi hiç? Tek başınıza? Herkes kaçışmış adeta etrafınızdan sizi tutan şey erkenden kopup gidince ellerinizden... Küçücük hissetmediniz mi kendinizi hiç koca şehrin tanımadığınız vücutlarla örtülü dokusunda? Bitmedi mi herşey? Bir anda..

Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, her şey biter mi?
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, herkes gider mi? 


Herşey geçer diye beklersin, karışıklıklar geçsin.. Ama geçmez. Kaçanlar.. Zaten korkak. Erken dersin.. Acımaz..

Yağmur diner mi? Yağmur diner mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Yağmur diner mi? Yağmur diner mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam.. 





Şimdi durduğum yere bakıyorum da çok uzaktayım bu düşüncelerle bu şarkıyı dinleyen çocuktan..
Hayal? Güzel şey.. Kovalamak lazım hem de yorulmadan, yılmadan.. Bıktığın anda tekrar tutunup daha da kendine çekerek yaklaşmak lazım hayallere.. 
Aşk? Çok şeyden güzel ama herşeyden değil.. Bulduğunda bırakmaman gereken cinsten.. 
Huzur? Herşeyden güzel.. Ulaşmanı engelleyen ne varsa silip atmak gerek.. Acımadan, tek seferde.. 

Çünkü olağan, yıkılıp yıkılıp yeniden ayağa kalkmak... 

 




(BlackBerry'den videoyu izleyebilmek için buraya tıklayın)

Hiç yorum yok: